Page 57 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 57
tarih çevresi
elektrikli arabalar ABD’deki yollardaki tüm araçların üçte birini oluşturmuştur. O dönemdeki birçok mucit,
elektrikli araçlara yönelik yüksek talebi fark etmiş ve teknolojiyi geliştirme yollarını araştırmıştır. Bunlardan
biri Thomas Edison’dur. Edison, 1901 yılında elektrikli araçlar için daha gelişmiş bataryalar üretmeye
başlamıştır. Yine aynı adı taşıyan spor otomobil şirketinin kurucusu Ferdinand Porsche, 1898’de P1 adlı bir
elektrikli otomobil geliştirmiştir. Bu araç, bataryada ve benzin motorunda depolanan elektrikle çalışan dünyanın
ilk hibrit elektrikli otomobili olmuştur.
Ancak, Henry Ford’un seri üretim Model T’si elektrikli otomobile darbe vurmuştur. 1909 yılında Ford
firmasının seri üretime geçmesi ve içten yanmalı motor kullanması nedeniyle elektrikli araçların kullanımı
azalmış, hatta sona ermiştir. Bunun arkasında elektrikli araçların maliyetinin diğer araçlara göre üç kat daha
yüksek olması, yeni karayollarının yapımı ile uzak mesafeli seyahatin gerekli olması, yakıt takviyesinin hızlı
yapılamaması, diğer araçlara göre yüksek hızlara ulaşamama gibi nedenler yatmaktadır (Kocabey, 2018).
Elektrikli araçlara yönelik araştırmalarda önemli gelişmelere rağmen, içten yanmalı araçların üretimi çok daha
fazla yaygınlaşmıştır. 1912 yılına gelindiğinde ABD’de elektrikli araç sayısı, içten yanmalı araç sayısının ancak
üçte biri düzeyinde kalmıştır.
1914 yılında Henry Ford, düşük maliyetli bir elektrikli otomobil için seçenekleri araştırmak üzere Thomas
Edison ile ortaklık kurmuştur. Ancak Ford’un popüler Model T otomobili, benzinle çalışan otomobiller olması
ve fiyatının daha düşük olması nedeniyle daha fazla yaygınlaşmıştır. Bu gelişme, elektrikli araçlara kısa
dönemde önemli bir darbe oluşturmuştur.
1920’lere gelindiğinde, ABD şehirleri birbirine bağlayan daha iyi yolların çoğalması, Amerikalıların
daha çok dışarıya çıkıp gezmek istemesine yol açmıştır. Teksas’ta ham petrolünün keşfedilmesiyle, gaz kırsal
Amerikalılar için ucuz ve kolayca ulaşılabilir hale gelmiştir. Dolayısıyla ülke genelinde benzin istasyonları
açılmaya başlamıştır. Öte yandan şehirler dışında Amerika’nın birçok yerinde yeterli elektrik yoktur.
1920-1935 döneminde geliştirilmiş yol altyapısı ile ucuz ve yaygın olarak bulunan benzin, elektrikli
araçlara yönelik ilginin azalmasında etkin rol oynamıştır. Elektrikli otomobiller, düşük hızları ve düşük
menzilleri yüzünden şehirlerde kullanımıyla sınırlı kalmıştır. Hatta 1935 yılına gelindiğinde elektrikli
otomobiller, neredeyse tamamen ortadan kalkmıştır.
Petrol Fiyatındaki Artış ve Elektrikli Araçlar
1935’ten sonraki 30 yıl boyunca elektrikli araçların teknolojisinde çok az ilerleme kaydedilerek bir tür
karanlık çağa girilmiştir. Ucuz, bol miktarda benzin ve içten yanmalı motorda sürekli iyileştirme, alternatif
yakıtlı araçlara olan talebi engellemiştir.
56