Page 46 - Tarih Çevresi Dergisi - Mart Nisan Sayısı 2021
P. 46
tarih çevresi
çalışabilen bir faaliyet alanıdır. Bir diğer ifadeyle Bölgede Osmanlı döneminden beri devam
sivil örgütlenme, olumlu veya olumsuz her türlü eden bir sosyal dayanışma (vakıf anlayışı)
8
neticeye sebebiyet verebilecek bir güçtür. Bu vardır. Daha çok ihtiyaç sahiplerinin
güç, dünya çapında ulusal, bölgesel ve uluslar sorunlarının giderilmesine yönelik olan bu
arası düzeylerde ve akla gelebilecek her alanda zihniyetin Balkan savaşları sonrasında, Sırp-
faaliyet göstermektedir. Hırvat-Sloven Krallığı döneminde ve
Yugoslavya ismiyle anılan dönemde de devam
Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) ettiği görülür. Örneğin 1930’da dönemin maarif-
oluşumuna öncülük eden gelişme, 18. yüzyılda vakıf kuruluna rapor sunan 684 Müslüman
İngiltere’de başlayan kölelik karşıtı harekettir. vakıftan bahsedilir. Ne yazık ki II. Dünya savaşı
Hareketin örgütlenmesiyle köleliğe karşı (1840) sonrasında bu vakıfların etkinliğini
dünya sözleşmesinin imzalanması gerçekleşir. kaybetmesiyle milli ve manevi değerlerin
Bunun dışında 1912’de Lahey Haşhaş korunması iyice zorlaşacaktır.
sözleşmesi, 1945’de BM’de insan haklarıyla
1990 Öncesi
ilgili hususların dikkate alınması, 1960–70
yılları arasında çevre ve nüfus sorunlarıyla 1912–40 yılları arasında Türklerin siyasal,
ilgilenilmesi, günümüzde ise şiddetin sosyal ve kültürel anlamda örgütlenmesi, dil,
engellenmesi, demokratik hakların elde eğitim, folklor vb. alanlarda bir araya
edilmesi, ayrımcılığın durdurulması gibi gelebilmeleri neredeyse imkansızdı. Bununla
hususlarda ve daha birçok alanda STK’ların birlikte 1924’te ‘Sebat Futbol Kulübü’nün
etkin olduğunu görmek mümkündür. 9 (Üsküp), 1939’da ‘Üsküp Türkleri Yardım
Cemiyeti’nin kurulması gibi gelişmeler
Bugün teknolojik, ekonomik, siyasal,
yaşandı. 10
sosyal, kültürel vb. alanlardaki hızlı değişim
yaşanılan dünyadaki mevcut durumun ve Gerek II. Dünya Savaşının devam ettiği
toplumda geçerli olan kuralların ve yıllarda ve Bulgar işgalleri esnasında gerekse
kurumlarında etkilenmesine yol açmaktadır. Bu sonrasında yaşanan gelişmelerde Türklerin milli
bağlamda gün geçtikçe önemi artan STK’lar da ve manevi değerlerini yok sayan bazı
söz konusu değişimden paylarını alacaktır. uygulamaların olduğu görülür. Zira 1945
sonrasında komünizmin etkin olması Türklerin
Özelde bahsedilecek olan Makedonya’da bazı haklarının kısıtlanmasına, mevcut idarenin
da zaman içerisinde sosyal hayatın gereği olarak Arnavutluk’u yanına çekme politikasıyla
yardımlaşmak, haklarını korumak veya kendi Arnavut milliyetçiliğinin artmasıyla da Türklerin
benliklerini korumak adına bazı derneklerin Türkleşmiş Arnavutlar olduğu iddialarının
(vakıfların, cemiyetlerin) faaliyet gösterdikleri gündeme gelmesine neden oldu. 11 1948
görülmektedir. Muhakkak ki örnekleyeceğimiz Martından sonra Sovyet yanlısı politikanın
bazı örgütlenmeler yukarıda özetlemeye değişmesiyle Türklere yönelik bazı
çalışılan şekliyle tam örtüşmeyebilir. Ancak olumsuzluklara son verildi. Ancak yaşanan
sosyal, siyasal ve ekonomik şartların gereği olumsuzluklara rağmen Türkler, ulusal
olarak tarihin her safhasında insanlar, bazı kimliliklerine ve Türk Kültür değerlerine bağlı
hususlarda birlik olma bilinciyle örgütlenmeye kalmaya devam ettiler. Bu bilinçlenmenin
çalışmışlardır. sonucunda Makedonya Türkleri; 1942’de ‘Yücel
44