Page 72 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 72

tarih çevresi

çok mazereti olmasına rağmen o, bu kursa gönüllü olarak katıl-
mıştır. Bu kursta Riyaziye/Matematik, Ziraat, Sağlık Bilgisi,
Orman Yetiştirme, Orman Koruma Bilgisi, Orman Yetiştirme
Tatbikatı, Ölçme Bilgisi, Demirbaşlara Bakım, Orman İşlet-
mesi, Orman Ölçme, Odun Ölçme, İdare-i Muamelat, Avcılık,
Ziraat, Ziraat ve Avcılık Tatbikatı, Orman Koruma Tatbikatı,
Orman İşletme Tatbikatı gibi dersler alıyorlar. Bu derslerin ho-
calarının adlarını, ders programını ve anlatılanların özünü kay-
dettiği iki yüz yetmiş altı sayfalık defter, özel arşivimizde mu-
hafaza edilmektedir (YA-DF-001).

           Kurstan dönen Senai Yediyıldız tekrar görevine başlı-
yor. O günlerde ekseriyetle Reşadiye köylüleri Ağu-derbent or-
manını tahrip etmektedirler. Senai Yediyıldız, Orman Bakım
Memurluğu sorumluluğunun üstesinden bir çevreci duyarlılığı
ve bir din adamı bilinciyle hareket ederek gelme çabası için-
deydi. O, Anılarında görev anlayışını şöyle anlatıyor: “Bende
öyle bir orman sevgisi gelişmiş, vazife aşkı kalbime öylesine
yerleşmişti ki, Ayandon’da ani olarak kalbime bir ilham gelir,
‘Ağu-Derbende Reşadiye köylüleri doldular, ormanı tahrip edi-
yorlar’ diye manevî bir ses duyuyormuşum gibi olurdu. Hemen
atıma atlar, Ağu-Derbende çıkardım. Hakikaten elli yüz, bazen
daha fazla köylünün öküz arabalarıyla ormana dolmuş oldu-
ğunu görürdüm. Balta sesleri sanki bir mavzer sesi gibi ormanın
her tarafında yankı yapardı. Şikâyet ve ceza ile başa çıkamadı-
ğım zamanlar, toplu halde rastladığım orman kaçakçılarını tatlı
ve mülâyemetle karşılar, bir hoca sıfatı takınarak onlara ağacın
faydalarından, kesilen bir ağacın maddî manevî zararlarından
bahsederdim. Cenab-ı Hakk’a her canlının tespih ettiğini, bir
ağaç kesmenin bir insanı öldürmekten farksız olduğunu anlatır-
dım. Hakikî insan olmanın, her canlının hayatını korumak ve
sevmekle, kimsenin hakkına tecavüz etmemekle, doğrulukla,
mertlikle olacağını söylerdim. Hırsızlığın en adi, cinayetin en
vahşî, vatan hakkına tecavüzün en deni, ahlâk dışı, insanlık
hârici bir zulüm olduğunu açık açık izah ederdim. Böylece on-
ları ikna ederdim. Memnun olurlar, ağaç kesmekten vazgeçerler
ve evlerine dönerlerdi. Bu takındığım tavır karşısında, topla tü-
fekle fena hareketlerinden vazgeçmeyecek derecede cahil ve
vahşî olan köylüler özür dileyerek ayrılırlardı. İşte bu ikaz ve
irşattan sonra, bu kaçakçılık huyları tekrar eder de kendilerine

                                         71
   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77